İLAÇLI MR VE BT'DE KONTRAST MADDELER: TANI İÇİN GEREKLİ, BÖBREKLER İÇİN RİSKLİ OLABİLİR Mİ?
Günümüzde tıpta tanısal görüntüleme teknikleri (BT, MR, anjiyografi vb.), hastalıkların erken ve doğru teşhisi için vazgeçilmezdir. Bu yöntemlerde kullanılan kontrast maddeler, damar içi yapıların, organların ve lezyonların daha net görüntülenmesini sağlar. Ancak bazı durumlarda böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle özellikle risk grubundaki hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Kontrast Maddeler ve Türleri:
A. İyot Bazlı Kontrast Maddeler
Kullanım alanı: Bilgisayarlı Tomografi (BT), anjiyografi
Etki mekanizması: İyot, X-ışınlarını yoğun şekilde tutarak damarları ve organları daha görünür hale getirir.
Böbrek etkisi: Kontrast İndüklenmiş Nefropati (KIN) gelişebilir.
Bu durum, kontrast verildikten sonraki 24–72 saat içinde serum kreatinin düzeyinde %25’ten fazla veya ≥0,5 mg/dL artış olarak tanımlanır. Böbrek damarlarında geçici daralma, tübül hücrelerine doğrudan toksik etki ve oksidatif stres rol oynar.
B. Gadolinyum Bazlı Kontrast Maddeler
Kullanım alanı: Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)
Etki mekanizması: Gadolinyum, manyetik özellikleri sayesinde MR sinyalini güçlendirir.
Böbrek etkisi: Normal böbrek fonksiyonuna sahip hastalarda güvenlidir. İleri evre böbrek yetmezliği (eGFR < 30 ml/dk) olanlarda nadiren Nefrojenik Sistemik Fibrozis (NSF) görülebilir. NSF, ciltte kalınlaşma, eklem hareketlerinde kısıtlılık ve iç organ fibrozisi ile seyreden ciddi bir tablodur.
Kimler Böbrek Hasarı Açısından Yüksek Risklidir?
Kontrast maddeler kullanılırken özellikle bazı hasta gruplarında dikkat edilmelidir. Kronik böbrek hastalığı (özellikle eGFR < 60 ml/dk) olanlar, Diyabet tanısı olanlar, ileri yaşta (>65), hipotansiyon yani düşük tansiyon, kalp yetersizliği veya karaciğer sirozu olanlar, işlem öncesi susuz kalanlar ve yüksek doz kontrast veya kısa aralıklarla tekrar kontrast uygulanmasına maruz kalanlar daha risklidir.
Riskler Azaltılabilir mi?
Riskleri azaltmak adına uygulama öncesi ve sonrasında alınabilecek bazı tedbirler mevcuttur. Kontrastlı tetkik öncesinde son 1 hafta içinde yapılmış kreatinin ve eGFR ölçümü mutlaka incelenmelidir. Risk grubundaki hastalarda gereksiz kontrastlı tetkikten kaçınılmalıdır. Kontrastsız alternatif yöntemler (USG, Doppler, non-kontrast MR/BT) değerlendirilmelidir. İşlem öncesi yeterli hidrasyon sağlanmalıdır (oral veya damar içi). Kullanılmakta olan ilcalarda değişiklik yapılması ve ilave böbrek koruyucu tedbirler alınması gerekebilir.
Kontrastlı tetkik sırasında en düşük etkin doz kullanılmalıdır. Yüksek riskli hastalarda izotonik serum fizyolojik ile ön hidrasyon (genellikle işlem öncesi 6–12 saat ve işlem sonrası 4–12 saat) uygulanmalıdır. Yüksek ozmolariteye sahip kontrastlar yerine düşük veya izo-osmolar kontrastlar tercih edilmelidir.
Kontrast uygulanması sonrasında 24–72 saat içinde kreatinin ve eGFR tekrar ölçülmeli, yeterli sıvı alımı sürdürülmeli, böbreğe toksik olabilecek ağrı kesiciler (NSAİİ) ve diğer böbreğe zararlı ilaçlardan kaçınılmalıdır.
Fayda Risk Dengesi Sağlanmalıdır
Kontrast maddeler, doğru kullanıldığında hastanın hayatını kurtarabilecek tanılar koymamızı sağlar.
Örneğin:
- Akut inme tanısında acil BT anjiyografi
- Akut böbrek damar tıkanıklığı şüphesinde MR anjiyografi
- Kanser tanısı ve evrelemesi
Bu nedenle karar verirken her zaman “tanının sağlayacağı fayda” ile “böbrek hasarı riski” karşılaştırılmalıdır.
Özet Tavsiyeler
- Kontrast gerekliliğini sorgulayın.
- Riskli hastalar mutlaka önlem alın.
- İşlem öncesi ve sonrası sıvı dengesine dikkat edin.
- Böbrek fonksiyonunuz yakından takip edilsin.
- Nefroloji Uzmanından mutlaka destek alın.
✅ Altın Kural:
“Kontrastsız yöntem mümkünse onu seçin, kontrast gerekiyorsa mutlaka sorgulayın ve en güvenli koşullarda uygulayın."
Nefroloğun Rolü ve Önemi
Kontrastlı tetkikler planlanırken özellikle böbrek hastalığı riski taşıyan bireylerde nefroloğun görüşü hayati önem taşır. Nefroloji uzmanı, hastanın böbrek fonksiyonlarını değerlendirir, gerekli önlemleri belirler ve en uygun görüntüleme yöntemini seçmenize yardımcı olur. Bu sayede hem tanı süreci güvenli ilerler hem de gereksiz böbrek hasarı riski en aza indirilir.
Unutmayın: Böbrek sağlığınız için, kontrastlı tetkik kararı almadan önce nefroloğunuza danışmak en doğru yaklaşımdır.












































